Dünyayla birlikte, ülkemizde de, giderek ağırlaşan bir salgın tablosuyla karşı karşıyayız.

Sözlerime başlamadan önce hatırlatmak isterim ki;

Bu süreci en az hasarla atlatabilmenin, kendimizi ve sevdiklerimizin sağlığını koruyabilmenin yolu, kurallara riayet etmektir.

Bunun elbette kolay olmadığını biliyorum.

Hem ekonomik kriz, hem de salgın şartlarında,

Evini geçindirmeye çalışan esnafımız var, 

asgari ücretle evine ekmek götürmeye çalışan emekçilerimiz var, 

yevmiyeli işçilerimiz var, ve daha nice çalışanlarımız var. 

Ama tarihimizde defalarca kez yaptığımız gibi, bu zorluğun da üstesinden hep beraber geleceğiz.

Yine dişimizi sıkacağız, bu salgından Allah’ın izniyle çıkacağız.

Bu vesileyle, salgınla en ön saflarda mücadele eden sağlık çalışanlarımıza, güvenlik güçlerimize ve her birimiz günlük ihtiyaçlarımızı giderebilelim diye, salgına rağmen çalışan tüm emekçilerimize bir kez daha gösterdikleri özveri için teşekkür ediyorum.

Salgında yitirdiğimiz insanlarımıza Allah’tan rahmet, tüm sevenlerine başsağlığı diliyorum.

Değerli vatandaşlarım;

Yaşadığımız bu zor günler, her tür siyasi hesabın üstünde, ortak bir mücadeleyle atlatabileceğimiz günler.

Devlet ve millet olarak dayanışma ve birlik ruhuyla aşabileceğimiz günler.

Milletimiz bu konuda kendini ispatlamış bir millettir.

KADİM DEVLET GELENEĞİMİZ ADINA UTANIYORUM

Vakit, devletin de kendisini ispatlama vaktidir.

Çünkü devlet, tam da bu zamanlar için lazımdır.

Devlet, böyle zamanlarda milletinin yanında durur.

Geçmişte böyle olmuştur, şimdi de böyle olmalıdır.

Ama maalesef,

Devleti yönetenlerin gösterdikleri performansa bakınca,

Bilim ışığında değil, siyasi çıkarlar ekseninde atılan adımları görünce,

Milletin sağlığı için değil, Sayın Erdoğan’ın uluslararası imajı için yapılan yardımları izleyince,

Defalarca uyarmamıza rağmen hala aynı ciddiyetsizliğin sürdüğüne şahit olunca,

Hepimiz adına endişe duyuyorum,

Kadim devlet geleneğimiz adına utanıyorum…

e-Haber Ajansı (e-ha)