Türkiye Cumhuriyetimizin kurulması sonrasında Latin alfabesine geçilerek gelecekte “Türk Devletleri Teşkilatının” kurulmasının kültürel temelleri atılmıştır.
Şair, Yazar, Bilim Adamı ve Samsun Sosyal Medya Gazeteciler ve Yazarlar Derneği Başkanı Sayın Kerim SARILAR; “Türkiye Cumhuriyetimizin kurulması sonrasında Latin alfabesine geçilmesi hususunda E Haber Ajansı'nın” sorularını değerlendirdi:
E-Haber Ajansı: Kerim bey, sizce Türkiye Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Latin Alfabesine geçmesindeki perde arkasındaki neden ne idi?
Kerim Sarılar: 1926 yılında Baku’de toplanan Türkoloji Konseyi Latin alfabesine geçme kararı aldı. Bu tarihten itibaren Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri bizim bu gün kullandığımız Latin alfabesini kullanıyorlardı. Ülkemiz ise Arap alfabesini kullanıyordu. Türkiye Cumhuriyetin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türkler arasında alfabe birliğin sağlanmasını arzu ediyordu. 1 Kasım 1928'de Latin esasından alınan harfler, (Türk dilinin özelliklerini belirten işaretlere de yer verilerek) "Türk harfleri" adıyla 1353 Sayılı Kanunla Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edildi.
Atatürk, Millet Mektepleri Başöğretmeni ilân edildi (24 Kasım 1928). Böylece, eğitim ve kültür hayatımızda yeni bir dönem başlamış oldu.
E-Haber Ajansı: Kerim bey sizce 1940 yılına kadar Latin Alfabesini kullanan Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin Kiril Alfabesine geçmesinde perde arkasındaki neden ne idi?
Kerim Sarılar: 1940 yılına kadar Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri Latin alfabesini kullandılar. 1940 yılında SSCB de iktidara gelen Stalin KGB’den, Türkiye Cumhuriyetinde Atatürk’ün niçin Latin Alfabesini kabul ettiğine dair bir rapor hazırlamasını emretmiş. KGB raporunda; “Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerindeki Türk milletinin kültürel kimliğini, dilini ve milli benliğini kaybetmemesi için aralarında alfabe ve dil birliğinin sağlanmasına yönelik uzun vadeli bir proje olduğuna” raporunda yer vermiştir.. KGB’ den bu raporu alan azılı bir Türk düşmanı olan Stalin hemen telsiz emri ile Azerbaycan ve Orta Asya Türk Cumhuriyetlerini süngü zoru ile Kiril Alfabesine geçirmişlerdir. Sebep olarak da Rusçayı iyi öğrenemedikleri belirtilmiştir. Oysa ayni tutum SSCB deki diğer milletlere (Ermenistan ve Gürcistana) uygulanmamıştır.
E-Haber Ajansı: Türk Dünyası Ortak Alfabe Çalıştayı 26-27 Eylül 2022 tarihlerinde Bursa’da düzenlenmesi sonucu Türk devletleri dilde birlik için "Ortak Alfabe Komisyonu" kurulmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Kerim Sarılar: 1997 yılında “Türk Dünyası ve Kardaş Ülkeler Edebiyatı” kitabı Profesör Dr. Maarife HACIYEVA, Yrd. Doç. Dr. Şahin KÖKTÜRK ve Araştırmacı Yazar Kerim SARILAR tarafından hazırlanmış ve bütün Türk Cumhuriyetlerinin yetkili ve etkililerine kâfi miktarda tarafımızdan gönderilmiştir.
Kitabın başına Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN vasiyeti konulmuş ve Kardeş Ülkeler Birlikteliğinin kültürel temelleri atılmıştır.
Öğretim üyelerince hazırlanan “34 Harfli Ortak Türk Alfabesine” geçmeleri “Türk Dünyası ve Kardaş Ülkeler Edebiyatı” kitabımızda Türk Cumhuriyetlerine önerilmiştir.
Dileğimiz o ki; Kardeş Ülkeler arasındaki kültürel etkinliklerde bir köprü olan alfabe birliğinin sağlanmasında “Ortak Türk Alfabesine” geçme kararı alan Türki Cumhuriyetlerimiz “Türk Devletleri Teşkilatı” olarak da dünyada en büyük bir güç olarak dünya sahnesinde yerini alacaktır.
Kardeş Ülkelerimiz arasında kültürel bağların canlanmasına ve işbirliğinin artmasına vesile teşkil edecek 34 Harfli Ortak Alfabe Birliğinin sağlanması kardeşlerimize yeni imkânlar sunacağı açıktır.
e-ha