Doğa Derneği, Sualtı Araştırmaları Derneği, İzmir Barosu, TMMOB, İzmir Tabip Odası, Egeçep, Batı Urla Köyleri Kalkındırma Derneği, Gücücek Koyu Koruma Derneği olmak üzere 37 kişi ve kurum Çeşme bölgesindeki koruma statülerinin değiştirilmesi kararına karşı dava açtı. Davada İzmir 2. İdare Mahkemesi 10.05.2023 tarihinde oy birliğiyle yürütmeyi durdurma kararı verdi.
Kararda nitelikli doğal koruma alanlarıyla aynı doğal ekolojik bütünlüğü içermesine, doğal flora ve fauna yapısının korunmasına ve uluslararası sözleşmelerle korunan Akdeniz foklarının doğal yaşam ve üreme alanlarını içermesine rağmen bu bölgelerin “Sürdürülebilir Koruma ve Kontrollü Kullanım Alanı” olarak belirlenmesinin kamu yararı taşımadığına, daha yüksek bir koruma statüsüne sahip olması gerektiğine karar verilerek bu bölgeyle ilgili işlemin yürütmesi durduruldu.
Türkiye’deki 305 Önemli Doğa Alanı’ndan Biri
Alaçatı-Sığacık arasında kalan kıyı alanı, İzmir’de Karaburun Yarımadası ile birlikte doğal peyzajdaki bozulmanın en az gözlendiği son kıyılar. Büyük bir kısmına kara yoluyla ulaşılamadığı için Türkiye kıyılarındaki en bakir bölgelerden birisi. Davaya konu olan alan Türkiye’deki 305 Önemli Doğa Alanı’ndan biri olan Alaçatı Önemli Doğa Alanı (ÖDA) sınırları içinde yer alıyor. Sahip olduğu vejetasyon, kuş, kara ve deniz memelileri varlığı ile Çeşme Kıyıları biyoçeşitlilik açısından büyük öneme sahip. Bölgenin ekolojik önemi aynı zamanda Sualtı Araştırmaları Derneği’nin 2020 ve 2022 tarihli raporları ile de ortaya konuldu. Alaçatı-Sığacık arası kıyıları ülkemizin Önemli Fok Alanlarından biri.
Çeşme Kıyıları’nın ve kıyı ekosisteminin korunmasını talep ediyoruz
Doğa Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Dicle Tuba Kılıç konuya ilişkin yaptığı açıklamada; "İzmir'in son kesintisiz doğal kıyıları Alaçatı ile Sığacık arasında. Burada yapılmak istenen dev turizm projesi için deniz ve kıyı ekosistemlerini yok edecek koruma statüsü değişikliği yapılıyor. Bölgenin koruma statüsünün değiştirilmesi ulusal ve uluslararası mevzuata aykırı. Çeşme Kıyıları’nın zengin biyolojik çeşitliliğiyle birlikte korunmasını talep ediyoruz" dedi.
Sualtı Araştırmaları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Emrecan Polat da açıklamasında “Bozulmamış deniz ve kıyı ekosistemlerinin son örneklerinden Çeşme Alaçatı’nın doğusunda kalan kıyıların kesinlikle korunarak buradaki zengin biyolojik çeşitliliğin ve doğal habitatların korunması gerekiyor. Bu kıyı şeridi ülkemizdeki önemli fok alanlarından öncelikli ilk beş fok alanları arasında. Sadece fok değil, bu kıyılarda deniz ekosisteminin en önemli elemanlarından Posidonia oceanica deniz çayırları da bu kıyı ve deniz alanında yoğun olarak bulunuyor. Deniz çayırları da ulusal mevzuat ve uluslararası sözleşmelerle sıkı koruma altında. Sulakalanları ve barındırdığı su kuşları ile birlikte Türkiye’de deniz, kıyı, makilik-fundalık ve sulakalanlar gibi farklı habitatları birlikte barındıran böyle çok nadir doğal alan var” dedi.
Davayı Doğa Derneği ve Sualtı Araştırmaları Derneği vekili olarak takip eden Av. Cem ALTIPARMAK yaptığı açıklamada, “Kamuoyunda bir kafa karışıklığına yol açmamak adına şu hususa dikkat çekmeyi önemli buluyorum. Çeşme Yarımadası Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim bölgesi sınırlarını genişleten 12 Şubat 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararına karşı, benzer kurumlarca açılan bir başka dava daha var. Bu davada Danıştay 6. Dairesi, davacıların davasını, hatalı ve hukuka aykırı bir şekilde reddetti. Bu karar davacı kurumlarca temyiz edilecektir.
Her iki dava Çeşme Yarımadası ile ilgili olduğundan ötürü birbirleriyle karıştırılmakta ve Çeşme Yarımadasının geleceği ile ilgili olumsuz haberler basında yer almaktadır. Oysa Danıştay 6. Dairesi tarafından reddedilen davanın, İzmir 2. İdare Mahkemesi tarafından verilen yürütmenin durdurulması kararına hukuken olumsuz bir etkisi bulunmamaktadır.
Tam aksine, Karaköy-Zeytineli etabında belirlenen SİT alanlarının hatalı olduğuna ve kamu yararı taşımadığına yönelik bu yürütmeyi durdurma kararı, Çeşme turizm bölgesi davasının temyizi aşamasında davacıların savunmalarını ve haklılıklarını güçlendiren bir karar olarak oldukça işe yarayacaktır. Biz Danıştay 6. Dairesi’nin verdiği red kararının da temyiz incelemesi sonucunda bozulacağına inanıyoruz” dedi.
e-ha