Diyarbakırlı Tahsin, ülkemizin yetiştirdiği deniz ressamları arasında, öncü ve önemli bir yere sahiptir.
Diyarbakır'da ilk öğrenimi görmüş daha sonra Askerî Rüştiyesi'ndeki eğitimi sırasında, kurşunkalem ve suluboya çalışmalarıyla ilk resim denemelerine başlamıştır. Daha sonra Kuleli Askeri Lisesi'ne gitmiş; bu sayede de, Boğaz'ın güzelliklerini ve sürekli bir devinim halindeki gemileri, şilepleri etüt etme imkânını bulmuştur. Tahsin Bey'in çizim ve suluboya çalışmaları hocası Osman Nuri Paşa (1835-1906) tarafından takdir edilerek desteklenmiştir. Tahsin Bey, Abdülaziz'in çağrısı üzerine İstanbul'a gelen Ayvazovski'den de etkilenmiştir.
Osman Nuri Paşa'nın yardımcılığı görevinde bulunan, Harbiye Mektebi ve Kuleli Askerî Lisesi'nde ders vermeyi emekli oluncaya kadar sürdüren Hoca Ali Rıza Bey, Tahsin Bey'i resim yapmaya teşvik edenlerin başında gelir.
Tahsin Bey, 1895 yılında süvari mülazımı rütbesi ile orduya katılır ve çeşitli kıtalarda görev alır. İstanbul'da Harita Dairesi'nde görev alınca, 1902'de Osman Hamdi Bey tarafından açılan Sanayi-i Nefise Mektebi'nde, dışarıdan resim derslerine bir süre devam eder, 1906 yılında yüzbaşı, 1914 yılında ise binbaşı rütbesine yükselir. 1914-1918 yılları arasına Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Resimhanesi'nde resim hocalığı yapar. Ordudaki görevinin yanı sıra Saray tarafından, Çanakkale Savaşı'nı resmetmek üzere Çanakkale'ye gönderilir.
"Çanakkale Deniz Savaşı", "Majestic Zırhlısının Batışı", "Bouvet'in Çanakkale'de Batışı" adlı tabloları, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi Koleksiyonu'nda yer almakta iken, 1963 ve 1966 yıllarında İstanbul Deniz Müzesi koleksiyonuna devredilmiştir. Padişah Sultan II. Abdülhamid'e takdim edilen ve ödüllendirilen bu üç çalışmada Çanakkale Deniz savaşlarının görsel belleğini ölümsüzleştirmiştir.
Sanat tarihimizde Türk resminin ilk yurtdışı sergisi olarak kayda geçen, 1918'de açılan Viyana Sergisi'ne "Fransız Kruvazörü Bouvet'in Çanakkale Önünde Batışı", Barbaros ve Turgut Reis", "Japon Deniz Savaşı" adlı yapıtların yanısıra üç adet Meryem Ana etüdü olmak üzere 7 çalışmasıyla katılmıştır. 1. Dünya Savaşı'nın sonlarına doğru hastalanan Tahsin Bey, tedavi amacıyla Macaristan'a gönderilir. Burada Avusturya asıllı bir hanımla evlenerek, onunla birlikte yurda döner. 1918-1923 yılları arasındaki Macaristan yıllarından sonra, eşinin ailesi ile temasını sürdüren Tahsin Bey'in Budapeşte'de çalıştığı çok sayıda resim, 1990'larda Türk sanat çevresine kazandırılmıştır.
Galeri Selvin'in aile koleksiyonunda kalan son ve çoğu poşad niteliğinde 30 kadar eserinden oluşan sergi, Diyarbakırlı Tahsin Bey'in ölümünden yıllar sonra açılan ilk kişisel sergisi olacaktır. Sergiye paralel olarak, Sanat Tarihçisi Ömer Faruk Şerifoğlu tarafından hazırlanan, Ressam Tahsin Bey hakkında bilgi ve belgeye dayalı, önemli eserlerini içeren kaynak bir kitap da eşlik etmektedir.
Ülkemizin yetiştirdiği deniz ressamları arasında, öncü ve önemli bir yere sahip olan Diyarbakırlı Tahsin eserlerinden oluşan resim sergisini 24 Nisan - 18 Mayıs tarihleri arasında Arnavutköy Galeri Selvin'de görebilirsiniz.
e-ha