“Türkiye’de eğitimin bilgi yazılım çağının dışında kalmasının ağır sorumluluğunu taşıyacaksınız. Ve tarih tüm açıklığı ile sizi de yazacak bizi de yazacak.”
Milli Eğitim Bakanlığında müfredata karar vericiler orta öğretimde Matematik, Geometride elipsin alan formülünü müfredattan çıkarmakla, bilgi yazılımın dışına çıkarmışlar ve eğitim bilgi yazılım alanında çökmüştür. Çünkü elipse ait elipsin alan formülü içine uyarlanan alan oranı (b1/r) olmadan bilgi yazılıma geçemezsiniz. Şöyle ki;
Geometride her çeşit üçgen dâhil bilgi yazılıma geçmek için;
Elipste; "alan oranı = yükseklik oranı" eşitliğinde alan oranı Ao1= (b1/r),
Ao1 = (b1/r) : 0.1; 0.2; 0.3; 0.4; 0.5; 0.6; 0.7; 0.8; 0.9; 1 kullanımı olmazsa olmaz şartıdır. Ao1 = (b1/r); b1 = r* Ao1 b1 = r * b1 / r
A(E) = Pi * r * r * (b1/r) r ler sadeleşirse A(E) = Pi * r * b1
Çemberde bu değer 1 ile çizilir. Ve kare, dikdörtgen, dik üçgen ve her çeşit üçgen elipsin alan formülü içine uyarlanan alan oranı (b1/r) ile şekillenir. Oysa bu işlemleri liseyi bırakalım bir ortaokul öğrencisi bile rahatlıkla yapabilir.
Yine elipsin alan formülü içine uyarlanan alan oranı (b1/r) olmadan, kısaca onunla bağlantılı teoremler olmadan öğrenciler müfredatta yer alan üçgenin Sin A, Sin B ve Sin C ve h yüksekliklerinin çıkışlarını anlayamazlar. Çünkü onlarda elipsin alan formülü üzerinden anlaşılır bir şekilde ortaya çıkar. Türkiye’de eğitimin bilgi yazılım çağının dışında kalmasının ağır sorumluluğunu taşıyacaksınız. Ve tarih tüm açıklığı ile sizi de yazacak bizi de yazacak.
Avrupa’da bir otomobil şirketi büyük bir meblağ karşılığı üniversitelerce onaylı ilmi keşiflerimin bütün haklarını talep etti ben satmadım. Gerekçesi binek otomobil çizimleri elips şeklinde olup; "alan oranı = yükseklik oranı" olmak üzere iki eşitliğe dayanıyor. Sarılar dönengesi ise; "alan oranı = yükseklik oranı = yay oranı" olmak üzere üç eşitliğe dayanıyor. Patent almada yeni bir saha oluşturuyor. Satsa idim bir gün eğitimde kullanılmak istendiğinde oradan alacaktınız. Tabi onlar ne şartlarda verir o da başka bir konu.
Satmadım çünkü benim edebiyat alanında da eserlerim var. İçinde on iki sayfası bana ait şiir ve hikâyelerden oluşan “Türk Dünyası ve Kardaş Ülkeler Edebiyat” (Kitabın Yazarları: Profesör Dr. Maarife HACIYEVA, Yrd. Doç. Dr. Şahin KÖKTÜRK ve Kerim SARILAR) kitabından 1997 yılında 500 adet Azerbaycan, Kazakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Kırgızistan’a gönderilmiş ve bu ülkelerin bazı üniversitelerinde Türkiye’den giden öğrencilere de eser ve fikirlerim lisans tezi olarak verilmiştir. Hatta bazıları yanıma kadar gelmiştir. Kısaca bizim Türk Milletine örnek olarak kalmamız lazımdır.
1997 yılında basın basın toplantımızı “Kardeş Ülkeler Kuruluyor” diye vermişti. Bu gün o kardeş ülkelerin geçeceği ortak alfabe ilk kez o kitapta yer almıştı. Kitabın başına CCCP dağıldığında Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN o Türk Cumhuriyetleri ile ilgili vasiyet konulmuş. Ve o Cumhuriyetlerin Devlet Başkanları ve Eğitim Bakanları dâhil birçok etkili ve yetkiliye gönderilmişti. Türk Devletleri Teşkilatının Temelleri işte o tarihlerde atılmıştı.
O gün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan bu gün ise Cumhurbaşkanımız olan Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN Samsunda Başak TV de karşılaştığımızda bize ne yaptığımızı sormuştu. Ben de Şair dostum Halk Şairi Bahtiyar VAHAPZADE’NİN Profesör Dr. Maarife HACIYEVAYI bir mektupla bana gönderdiğini, TV programlarını organize ederek bir Çok Profesör, Müftü, Avukat ve benim de bir strateji uzmanı olarak katıldığım TV programlarında Türk Cumhuriyetlerin bağımsızlıklarına katkı sunduğumuzu, güzel dinimiz İslamiyet ve milli değerlerimizi aktardığımızı ve video kasetlerinin de Türk Cumhuriyetlerine gittiğini belirttiğimde aynen şöyle demişti; “Bu güne kadar bunca yer dolaştım. İlk kez böyle hayırlı işler yapanlara rastlıyorum. Beni bir dost kardeş bilin. Kapımız size her zaman açık. Profesör Dr. Maarife Hanıma da dönerek; “Sayın Bahtiyar VAHABZADE’YE selamlarımı iletin” demişti.
e-ha