Yapay zeka artık şarkı yazıyor, web sitesi tasarlıyor, Salvador Dali tarzında resimler yapıyor, Kendrick Lamar gibi rap yapıyor. Ve yapay zekanın hızlı gelişimiyle ilgili manşetler yalnızca bunlarla sınırlı değil.
Yapay zeka yaratıcılık dünyasına aktif bir şekilde yeni giriş yapmaya başladı ve şimdiden sanat eserleri, müzik ve resim konusundaki yetenekleri hem hayranlık hem de korku uyandırıyor. Midjourney sinir ağının imajları parmak ısırtıyor ve yaratıcılık konusunda yeni olanaklara kapı açıyor. Yapay zeka şimdiden reklamcılık sektöründe de tüm potansiyeliyle kullanılıyor. Asıl soru da buradan geliyor: Bundan sonra tasarımcılar ve kreatörlere yer var mı?
Son zamanlarda çok sayıda farklı yapay sinir ağları ortaya çıktı. Bunlar ya son kullanıcıların tüm sorularına yanıt üretiyor, karmaşık matematik sorularını çözmeye yardımcı oluyor ya da yalnızca metinsel girdilerle bütünlüklü sanat ürünleri yaratıyor. İnsanlar bölünmüş durumda; bazıları alarma geçti yapay zekanın durdurulması için imza kampanyaları yapıyorlar, diğerleri ise kendileriyle aynı düşünen insanlarla birlikte yapay sinir ağlarını zaptetmek için kendi çıkarları doğrultusunda topluluklar kuruyor.
Gelişim henüz durmuş değil. Midjourney v5 ve Stable Diffusion v2 şimdiden öyle detaylı görüntüler oluşturabiliyor ki, bunları fotoğraflardan veya tasarımcıların işlerinden ayırt etmek neredeyse mümkün değil. Bunları oluşturmak için verilmesi gereken metinlerin uzunluğu kısalıyor, sinir ağlarının ne demek istediğimizi hemen anladığı bir yerdeyiz, Stable Diffusion ve Midjourney resimlerin üzerine daha okunaklı metinler koyma yeteneğine şimdiden sahip, el ve parmakları kusursuzca çizmeyi öğreniyorlar, kurgu karakterlerin ve ünlülerin yüzlerini de çizebiliyorlar.
Yapay zekayı şimdiden iş akışlarına dahil etmeye başlayan dijital reklam platformu Reliz’in Türkiye direktörü Ozan Tekin, “Biz herkese yer olmaya devam edeceği görüşündeyiz. Esnekliğimiz ve sürekli değişen dış koşullara adapte olma yeteneğimiz, hem kreatif departmanımızın hem de tüm firmamızın başarıya ulaşmasındaki en önemli faktörlerden biri olmaya devam edecek. Yapay zekanın tasarım ekibimiz tarafından akıllı ve ustaca kullanımının, verimliliğimizi arttıracağına ve iş akışlarımızı en iyi hâle getireceğine inanıyoruz” diyor.
Reliz’in kreatif departmanından Oleg Sheryakov, insanların yeni teknolojileri nasıl kullanacaklarını öğreneceğini ve yapay zekayla birlikte çalışma konusunda farkındalık edineceklerini düşünüyor:
“Bizim ekibimiz şimdiden yapay sinir ağlarını kullanıyor. Bundan faydalanarak özel tasarımlar, karakterler, görseller ve kişiye özel reklam metinleri oluşturuyoruz. Nasıl yeni fikirler oluşturabileceğimize dair toplantılarımızda yapay zekadan faydalanıyoruz. Müşterimiz olan firmalar için ürettiğimiz içeriklerde kaliteyi arttırmak için böyle bir sinerjiden faydalanıyoruz.”
Öyle görünüyor ki, teknoloji insanların yaratıcı potansiyelinin ve sezgilerinin yerini doğrudan alamayacak, dolayısıyla şirketler için teknolojinin sunduğu imkanlarla çalışanlarının yaratıcı yaklaşımlarını birleştirme çabası öne çıkacak. Teknolojik inovasyonun en önünde yer alıp güncel trendleri yakalayabilenler daha hızlı ve verimli şekilde içerik üretebilecek.
Sır gibi görünen şey aslında basit: değişim konusunda esneklik gösterebilmek. Yapay zekayı mevcut ekiplerinizin işleyişine entegre edebilme, insanları yapay zekayı kullanarak en iyi sonuçları alacak şekilde eğitme üzerine düşünmek gerekecek. Bu şekilde, yapay sinir ağları, tasarımcıların her zaman yardımına koşacak bir partner olarak konumlanıyor olmalı. Yapay zekanın gelişimi ve entegrasyonu hiç şüphesiz ki çalışma biçimlerimizi değiştirecek, ancak bu korkulacak bir şey değil.
Yeni teknolojileri kucaklayıp onlarla işbirliği içerisinde davranan tasarımcıların önüne yeni fırsatlar açılabilir ve başarılarını daha da yüksek seviyeye taşıyabilirler.
e-ha